15 Temmuz 2011 Cuma

ah bu şarkıların gözü kör olsun dercesine..

İçi boş, tadı yok bir anda bile senle ben
Mutluyduk çok, rüyada gibiydik
Bu ne hoş, ne güzel ne umut dolu birşey derken
Su içip yine de sarhoş gibiydik

Herşey yalan gerçek olan
Unutmadım hiçbir zaman
Bugün tam bir sene oldu...

Bu acı, yok olan zamanda bile senle ben
Gerçeğe dönüşen düşler gibiydik
Kurulmadı hayat daha nice senelere
El el ölüme gider gibiydik...

Herşey yalan gerçek olan
Unutmadım hiçbir zaman
Bugün tam bir sene oldu...

18 Haziran 2011 Cumartesi

iz bırakan cümleler ..

senin için döne döne yanmaktan korkmam da, külümü küller arasında görünce tanıyamazsın diye korkarım. kül ateşin çocuğudur sevdiğim. kimin nasıl yandığını ateşten başkası bilmez. yeryüzünde bir toz zerresi kalsam da ben seni yine tanırım. çiçek yüzüne başka hangi toz değse,dirilir, yine yanarım.
          ama yine de ;
yanmaktan korkmam;
ben bu aşka, sağ çıktığım yerlerden geldim..

12 Mart 2011 Cumartesi

Bir Avuç Hüzün..


Bütün ışıklar kapalı ve kalbim de bi sızı... ışıklar açık olsa da bişey farketmez çünkü sadece ben değil içim de karardı... 

Sessizlik hakim şimdilerde kulakları sağır edercesine..

İnanmak istediğim,gerçekleşsin istediğim pek çok öykü uydurdum sonradan.. yalnız kalınca,kabullenince bazı şeyleri..
inanmak istedim tüm olumsuz sonuçlarına rağmen..

Geçen zamana,emeklere,gülüşlere,öpüşlere,dokunuşlara damlalar serpiştirdim..tuzunun tadını 
alabiliyorum o denli taze ..

Genzimi doldurdum gecelerce,atlas okyanusunu kıskandırırcasına boğuldum gözyaşlarımla..

Geriye dönüp baktığımda anımsadığım,sürekli istediğim varlığındı..valığınını; varlığıma hediye 
edip, sunduğun günden beri değişmez tek şeydi;bir tutam sevgi..

Sus kaldım dudaklarda..

yabancılaşmaya doğru giden adımları korka korka atarken,dolu dolu cümlelerimle sus kaldım 
işte..

Vefa  ,cefa ,kelimelerinden payıma düşenleri kabul eyledim yana yana.... tüm farkındalıklara rağmen kıblem olan yüzüne çeviremedim sırtımı.. secde ettim usulca sen bilmeden,görmeden..

Seçimlerimizdir ya hani bizi yeni güne taşıyan..birini seçersen ,birinden vazgeçmek zorunda kalırsın,biri seni seçerse o bir başkasından..bir yere gitmeyi seçersen,başka bir yerden olursun, eğer gitmezsen o yerden…. Bu böyle uzar gider sonu yok..ama düşününce aslında seçen gibi görünsende, vazgeçilensindir,vazgeçen değil..

Bu noktadan sonra yolculuklar başladığında;başını ellerinin arasına alıp ya kahredersın ya da olayın büyüsüne kapılırsın..Ama aldanırsın!..Çünkü bitmez hesabı..
Ardındakine bakmaya cesaret edemezsin..bakabildiğinde de gördüğün suretten korkarsın..yıkılsanda her baktığında, yine de devam edersin.. sonra vazgeçersin..yanmasın diye için yarattığın o suretten..senin payın büyük bu şeytani surette bilirsin..bil bence de..

Unutmadan.. birde kırgınlıklar vardır hayatımızda..kırıp döküp viran şekilde bıraktığımız ya da bırakıldığımız ilişkiler.. sevmiyorum ama kullanmadan da edemiyorum ‘zaman ‘.. zamanla unutulur diyorlar..kırgınlık durumunda unutmak çözüm olabilir belki insan için.. beynine reset atıp düşüncelerin bir bölümünü,anıları yok edebilirsin zamanla.. seni kıran kişiyi görmeyerek,görünmeyerek ..ama insanın kendisine olan kırgınlığının geçmesi nasıl olur? Mümkün müdür iyileşmek,sarılır mı bu yara?..

kendini nasıl görmezden gelebilir insan,nasıl silebilir?.. insanın kendisine olan kırgınlığının geçmesi sadece kendisinden kurtulması ile mümkün olabilir..değil mi ?
Geçmeyecek olandır neticede..iç hesaplaşmaların sürer,kendine kırgınsındır..Zamanla hissizleşirsin(yine zaman giriyor araya)..hislerin en güzelini hissedip kaybedince hissizleşirsin..yenik düşmekten o kadar yorulursun ki inkar etmeye başlarsın ruhunun derinlerine işlemiş evcil acılarını..yakınlaşırsın kusursuz olmaya adım adım..tüm gördüklerin aslında rolden başka bir şey değildir..

insan böyledir küçük mutluluk oyunlarıyla kendisine düşen rolü ustalıkla oynamaya çalışır çırak edasıyla..her şeye anlam yükler durur..Ondan önce hayatın bir anlamı yok muydu yada her şey onla mı anlam buldu?

Beden olarak uzak olsa da,bu konuma gelinmişse de;ruhuna yarenlik eder hala kendinde yarattığın eş ruhun..dilinde ismi takılı kalır,gözbebeğinde gözü,çalan şarkılar döner durur..

Sızım sızım sızlayan bir acıdır artık kalan geriye, aşkı süzünce mantığın süzgecinden..her gece gözlerini kapadığında aklından geçen yaşanmışlıklar,gözünün önünde surati,ensende nefesi..insan acıya alışmaz,alışamaz,yaşayamaz ama gitmelere alışır bunu kabullenir,saygı duyar..sonra sil baştan devam eder ama sıyrılamaz.. bir an yoktur ki onu hatırlatmayan,bir an sadece.. yüreğin bedene ağır gelir nedenler ararsın kabullenmek adına..ama bulamazsın.. en çokta sebebini bulamamak koyar ya insana..taş kesilirsin bir süre sonra donuklaşır bakışların,eksilir gülüşlerin.. sesinden medet umarsın bir gülüşünden ama o da eksilir,zahmet eziyet olduğunu hissedersin..şafak sökmez olur gönlünde,güneş doğmaz..zifiri karanlık heryer,kara işte bildiğin kap kara..

Yaşanmışlıklar hala izini korumakta,kendi hatırlatmaktadır..vakit geçirecek,oyalanacak uğraşlar edinmeye çalışırsın bulamazsın..kendini kandırcasına yalancı arkadaş buluşmalarında bulursun kendini ama suratından düşenlerden anlarlar gülüşünün sahteliğini,kısa sürmesini teselli eder çevren.. çivi çiviyi söker misali yeni bireyler sokulur hayatına.. başlar kopuşlar,hainlikler tüm yaşanmışlıklara..olacaktır elbet tüm bunlar ama canı yanar neticede insanın..hissedersin..hissedilir ki..

Boynum bükük kaldı..yüzüm asık ve düşük..sana değil alınma.. yitiripte yeniden yeşermeyecek olan heveslerime,aldanışlarıma..
payıma düşen hıçkırıklara,gözyaşlarına,sevdama..

Bomboş beyaz sayfalar artık tek dostum.. biriken,inciten,acıtan ne varsa dökülmek için karşımda duran mum ışığında..sahibi yok atık,ithaf edilmeyecek sana,kimse suçlu sayılmayacak,zan altında bırakılmayacak kimse bu noktadan sonra..
Hayallerime,düşlerime de yasak koyulamaz ya ?

Çelişkiler hayatımızda hep var.. hayatımızda var olan ama görmek istediğimiz bastırdığımız bir duygu.. işte bu yüzdendir ki hep korkuyla adım atıyoruz,acabalarla yol alıyoruz..kendi yüreğimizle bile bazen çelişkiye düşüyoruz,korkuyla besleniyoruz  
ve sağlıksız aşklar getiriyoruz dünyaya..

prematüre aşklar..

herkes yaşamayacağını söylüyor  ama biz inanarak dua ediyoruz durmadan,sonra kötü haber geliyor;
‘üzgünüz,aşkınızı kaybettik..’
Ne ağlamak geri getiriyor,ne de ağıtlar yakmak..
Sonrasında ne mi oluyor.. herkes maskelerini takıyor ve koyu geceden aydınlık sabahlara çıkıp,karışıyoruz kalabalıklar içine..gözyaşları siliniyor,yerini sahte gülüşler alıyor..
Gel-gitler bırakmıyor peşini.. bazen iyi geceler öpücüğüne alışkın olmadığın halde ihtiyacın oluyor.. ihtiyacın oluyor sımsıkı bir sarılışa..

İçim bulanıyor.. sevdamda bulanık.. içi bulanık bir sevda bendeki..
Bu sevdanın ucunda asılı kalmış bedenim,düşsem düşemiyor ama tutunamıyorumda..
Kaybediyorum seni..
Kaybettim..
Kaybe..

Bir gecede yakıp her şeyi şafaklara satıyorum acımı,iç burukluklarımı..
Soluk bir ömrün son nefesi bende ki.. son çırpınışlar artık.. ötesi yok..
Onaylanmak,haklısın denilmesi bir şeyi değiştirmez bu son virajda..anlıyorum seni..kısacası anlamış olmakta yetmiyor.. bir şey yapılmadığı sürece en nihayetinde sadece aferin kalır sana 
da bana da..

Aferin!

Kış ağırlığını hissettirir oldu iyice.. üşür mü acaba diye endişelenirken bir yandan da seviniyorum manasızca.. bir şarkıda bahsettiği gibi bir mevsimlik olmasındı isteğim..olmadı da.. payıma düşen tebessümüm oldu kara kış.. ne garip..bahar gelecek bense zemherinin orta yerinde 
yalnızlığımla yalpalanacağım..alışkınım ama alıştım iyice..


İki yarım..
Yalnızlıkları tamamlanmamış iki yarım..
Elinden tutulmadı yalnızlıkların,kayboluşların hakimiyet sürdüğü bu serüvende..sokak çocuğu gibi boynu bükük kaldı aşkın..
Uzanılmadı ya eller,dalları kırık kaldı o içimde yeşeren ağacın..
Söylemiştim ya; yarime uzanmayan bütün dallar kırık diye.. bunu doğrularcasına kırıldı dallar..
Sen bana git demedin.. ben sana tutunamadım.. en tuhaf uzak kalışım oldun..hoşça kal bile 
değildi son sözüm..
Kaybettim dönüş yolunu..
Kayboldum..
Sen orada kaldın,ben burada..


geçmiş olsun..











25 Şubat 2011 Cuma

Aşkın Masum Çocukları..


bağlarını kopartamamak,
aylarca uğraşarak bağladığın iplerden öyle bir sırat köprüsü kurmak ki,
üstünden geçememek..
belki kendini onlara bağlamak,
bir türlü ayrılamamak, gidememek.
serden geçerim, senden geçmem demek.

bazı durumlarda kendinden çok başkasını sevmek.

aşk bazen.
bazen nefret.
her koşulda kendinden ötede bir şeyler hissetmek
özgürlüğünü bırakmak,
varoluşunu bir başka amaca bağlamak,
bağlanmak,
kopamamak.
çok fazla kaybettikten sonra, bir kaybı daha, hem de kendi ellerinle, ellerinden kaybetmeyi göze alamamak.

ruhunun ait olduğu ve ruhuna sahip o bir parça olmadan yaşayamayacağına inanmak.
hatta yaşamamak.


tüm bunlar bir yana, her şey kabullenilir de; sadece onun gözlerine bakıp, orada bir başkasının var olduğunu görmek,o ihtimal bile! her an yeniden yıkılmaya hazır olmak öyle zor, öyle zor ki..
 kabullenilemeyen o oluyor sanırım...


‘’her gün yüzlerce hayal kurarsın, hiç biri gerçek olmaz; bir gün bir gerçek yaşarsın, hiç bir hayale sığmaz ‘’ diyordu gittiğimiz son filmde…öyle oldu elleri sevda kokulum..senle yaşadığım buydu..

ne kalır şimdi geriye.. bir sinema bileti mi?,kanlı bir peçete mi?
kan revan içinde ,nefes nefese uyanılan rüyalar mı ?
çok şey var..senden bana kalan çok şey var ; sokağın tavanı kadar..

15 Şubat 2011 Salı

ele veda..



söyledim ya işte;seni yormadan sevebilmek için kendi mutluluğumdan vazgeçiyorum diye.. 
belki beraberinde seni de mutsuz edecek bu süreç ama kısa olmasını temenni ediyorum..
hüzün yoldaşım..
göz pınarlarım kurumak üzere..
kalan belkiler,keşkeler,göz yaşı,acıtan can yakan şeyler tabağımda..
son lokmanın tadı damağımda..
bir daha böyle bir enfes yemek yiyemem diye,ne kimseler bilsin bunu tatsın paylaşsın istiyorum, ne de ben bitirebiliyorum.. 
açlık grevimi ölüm orucu mu ne denirse artık..

farklı şekillerde geçiyoruz hayatlarımızdan..
misafirlikler kısa ya da uzun farketmez ama konaklıyoruz yüreklerde..

iz kalıyor..
acı kalıyor..

sonrasında da deneyim diyoruz acının bıraktığı izlere..


kirpiklerimden yağan hüzün tedirgindir akşam vakitleri,
ayaküstü özlemler yaşar, oturaklı yalnızlıklardan taşarım...

gün biter yüzde “hüzün” kalanım..
geceden arta kalan “mavi” kadarım..

9 Şubat 2011 Çarşamba

Yitirmeden..

                                                      
                                                                   ...
                                                                   ..